Haldun Taner Ne Tür Hikayeler Yazmıştır? Türk Edebiyatında Mizahın ve Gerçeğin İncelikli Dili Kelimelerin dünyasında gezinen bir edebiyatçı için anlatının dönüştürücü gücü tartışılmazdır. Yazmak, yalnızca bir olayın aktarımı değil, insanın kendini ve toplumunu yeniden kurma biçimidir. Bu anlamda Haldun Taner, Türk edebiyatında kelimelerin insan ruhuna dokunduğu o nadir alanlardan birini açmıştır. Onun hikayeleri, hem bireyin iç çatışmalarına hem de toplumun yapısal çelişkilerine ışık tutar. Peki, Haldun Taner ne tür hikayeler yazmıştır? Bu soruya yanıt aramak, aslında Cumhuriyet dönemi Türk hikayeciliğinin en derin damarlarından birine inmektir. Haldun Taner’in Hikaye Dünyasının Temel Taşları Haldun Taner, Türk edebiyatında toplumsal gerçekçi ve mizahi eleştiriyi…
Yorum BırakHafif Yaşam Tüyoları Yazılar
Güneş Yılı Esaslı Takvim Nasıl Hesaplanır? Edebiyatın Işığında Zamanın Öyküsü Bir edebiyatçının kaleminde zaman yalnızca saniyelerin akışı değil, anlamın derinleştiği bir anlatıdır. Kelimeler, tıpkı gökyüzündeki güneş gibi, insanın varoluşuna yön verir. Her biri, bir döngüyü; her cümle, bir mevsimi temsil eder. “Güneş yılı esaslı takvim nasıl hesaplanır?” sorusu ilk bakışta astronomik bir mesele gibi görünse de, edebiyatın gözünde bu sorunun ardında yatan şey insanın zamanı kavrama biçimidir: Yaşamak, zamanı yazmak demektir. Güneşin Romanı: Zamanı Ölçmenin Şiirselliği Edebiyat, güneşi yalnızca bir gök cismi olarak değil, yaşamın sürekliliğini temsil eden bir karakter olarak ele alır. Güneşin bir kez doğup bir kez batmadığı,…
4 YorumGri Kelimesi Nasıl Yazılır? Tarihin Renkleri Arasında Bir Dil ve Toplum Analizi Bir Tarihçinin Kaleminden: Geçmişin Tonlarını Ararken Tarihin tozlu sayfalarında gezinirken insan bazen yalnızca olayları değil, kelimeleri de anlamaya çalışır. Çünkü kelimeler, bir dönemin düşünme biçimini, duygusunu ve dünyaya bakışını yansıtır. “Gri kelimesi nasıl yazılır?” sorusu ilk bakışta basit bir dilbilgisi merakı gibi görünse de, aslında bir tarihçinin gözünden bakıldığında toplumun zihinsel dönüşümünün küçük ama anlamlı bir yansımasıdır. Gri yalnızca bir renk değil; geçmiş ile şimdi arasında, siyah ile beyaz arasında, belirsizlikle netlik arasında gidip gelen bir geçiş hâlidir. Bu yüzden, bu kelimenin yazılışı ve anlamı, toplumsal hafızanın da…
6 YorumKKKA Nedir Kısaca? Bir Hikâyenin İçinden Gerçeğe Dokunmak Bazı hastalıklar vardır ki sadece tıbbi terimlerle anlatıldığında soğuk ve uzak kalır. Oysa onları yaşayan insanların hikâyeleri, bu terimlere can verir. Bugün sana, bir ailenin yaz sonu pikniğinde başlayan ve hayatlarını değiştiren bir hikâyesini anlatacağım. Bu hikâye, yalnızca bir hastalığı değil, insan olmanın ne demek olduğunu da hatırlatacak. Bir Piknik, Bir Kene ve Başlayan Yolculuk Yaz sonuydu. Güneş artık kavurucu değil, ılık ve sarıcıydı. Aksoy ailesi, yıllardır gelenek hâline getirdikleri piknik için köyün kenarındaki küçük çayırlığa gitmişti. Çocuklar çimlerde koşarken, anne Elif hazırladığı börekleri çıkarıyor, baba Murat ise mangalın başında kömürleri harlıyordu.…
Yorum BırakZazaca Babaya Ne Denir? Kültürel Hafızanın Antropolojisi Bir antropolog olarak farklı dillerin içinde dolaşırken, her kelimenin bir kültürün kalbinde atan anlamlar taşıdığını fark ederim. “Zazaca babaya ne denir?” sorusu da yalnızca bir dilbilim merakı değildir; kimliğin, aidiyetin ve toplumsal yapının iç içe geçtiği bir anlam evrenine açılan kapıdır. Zazaca, yalnızca kelimelerin değil, duyguların, ritüellerin ve ilişkilerin de dili olarak yaşamaya devam ediyor. Ve bu dilde “baba” kelimesi, yüzlerce yıllık bir toplumsal örgünün taşıyıcısıdır. Zazaca’da Baba Kelimesi: “Dayik u Baw” Dengesi Zazaca’da “baba” anlamına gelen kelime “baw” ya da bazı ağızlarda “ba” olarak kullanılır. Tıpkı “dayik” (anne) kelimesi gibi, “baw” da…
6 YorumKangren Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız? (Çünkü Kimse Parmaksız Kalmak İstemez) Evet, doğru okudunuz! Bugün, bir hastalıkla ilgili hiç de hoş olmayan, ama oldukça önemli bir konuyu mizahi bir dille ele alacağız. Kangren! Bu sözcüğü duyduğunda içinden bir “Korkma, bu da ne?” çığlığı kopanlardan mısınız? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Aslında, kangren oldukça ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunu, ancak işin içine biraz mizah katarsak, belki de bu korkunç olayı daha rahat atlatabiliriz. Şimdi, hepimizin en çok bildiği iki tür “kangren tespiti” metodu var: Erkeklerin “mantıklı” çözüm odaklı yaklaşımı ve kadınların “duygusal” yaklaşımı. Erkekler genellikle bu konuda şöyle bir strateji geliştirir: “Eğer…
Yorum BırakTutuklama Kararını Kim Kaldırır? Tarihsel Bir Perspektif Bir tarihçi olarak, geçmişin derinliklerine inmek her zaman insanlık tarihinin bugünle kurduğu bağlantıları keşfetmek için bir fırsat olmuştur. Geçmişteki bir kararın, günümüzdeki toplumsal yapıları ve hukuk sistemlerini nasıl şekillendirdiğini görmek, sadece bir öğretim süreci değil, aynı zamanda insanlığın toplumsal ve hukuksal gelişimini anlamak için eşsiz bir deneyimdir. Tutuklama kararları da bu bağlamda önemli bir yer tutar. İnsanların özgürlüğünü kısıtlayan bu tür kararlar, her dönemde farklı güçler ve otoriteler tarafından verilmiş, sonrasında ise genellikle farklı otoriteler tarafından değiştirilmiştir. Peki, bir tutuklama kararını kim kaldırır? Bu soruya yanıt verirken, tarihsel süreci ve toplumsal dönüşümleri anlamak…
Yorum BırakSol Klarnette Kaç Tuş Var? Tarihsel Bir Yolculuk Bir tarihçi olarak, geçmişin izlerini takip etmek, bugünün dünyasını anlamada her zaman güçlü bir araç olmuştur. Müzik, insanlık tarihinin en eski ve en güçlü ifadelerinden biridir. Ancak, bir müzik aletinin yapısal evrimi, zamanla toplumların değişen ihtiyaçları ve estetik anlayışları doğrultusunda şekillenir. Sol klarnet gibi bir enstrümanın tarihi, sadece müziksel evrimi değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün de bir yansımasıdır. Bugün, klarnetin nasıl bu hale geldiğini ve sol klarnetin kaç tuşa sahip olduğunu anlamak, bizi müziğin tarihindeki kırılma noktalarına götürecektir. Bu yazıda, sol klarnetin gelişimini, tarihsel süreçleri, tuş sayısındaki değişimleri ve toplumsal dönüşümleri inceleyeceğiz.…
Yorum BırakNazar Boncuğu Ne Gözü? — İnsan Algısının Psikolojik Aynası Bir psikolog olarak bazen en basit görünen sembollerin, insan davranışının derinliklerine işaret ettiğini fark ederim. Nazar boncuğu bunlardan biridir. Küçücük bir cam parçası, neden bu kadar güçlü bir koruyucu olarak görülür? Neden “göz” biçimindedir? Ve daha önemlisi: Bu göz kimin gözü? Bu sorular bizi sadece kültürel değil, aynı zamanda bilişsel ve duygusal bir yolculuğa çıkarır. Çünkü nazar boncuğu, insan zihninin görünmeyenle kurduğu ilişkinin sembolik izdüşümüdür. Bilişsel Psikoloji: Görünmeyen Tehditlere Görünür Kalkan Bilişsel psikoloji açısından nazar boncuğu, insan zihninin belirsizliği anlamlandırma çabasının bir ürünüdür. İnsan beyni, tehditleri algılama ve onlara karşı savunma…
Yorum BırakMonster Toplam Kaç Cilt? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir Psikolog Bakışı: İnsan Davranışlarının Derinliklerine Yolculuk İnsan davranışlarını anlamak, hepimizin aradığı bir sorudur. Her birey, çevresiyle ve iç dünyasıyla etkileşimde bulunarak benzersiz bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta bazen karanlık, bazen de ışık vardır. Bir psikolog olarak, bir hikayenin veya karakterin derinliklerine inmek, onların dünyasındaki duygusal, bilişsel ve sosyal dinamikleri çözümlemek her zaman beni cezbetmiştir. “Monster” adlı manga serisini ele alırken, bu derinliklere inmek, bize insan doğasının karanlık yönlerini ve psikolojik süreçlerini nasıl şekillendirdiğini anlamamız için fırsat sunar. Peki, Monster toplam kaç cilt? Sadece bir sayı mı, yoksa insan ruhunun derinliklerine inen…
Yorum Bırak